Die Gaste
İKİ AYLIK TÜRKÇE GAZETE
ISSN 2194-2668
DİL VE EĞİTİMİ DESTEKLEMEK İÇİN İNİSİYATİF
(Initiative zur Förderung von Sprache und Bildung e.V.)


  • SONRAKİ YAZI
  • ÖNCEKİ YAZI
    26. Sayı / Mart-Nisan 2013



    Die Gaste 26. Sayı / Mart-Nisan 2013

     
     

    Die Gaste

    İKİ AYLIK TÜRKÇE GAZETE

    ISSN 2194-2668

    DİL VE EĞİTİMİ DESTEKLEMEK İÇİN
    İNİSİYATİF

    Yayın Sorumlusu (ViSdP):
    Engin Kunter


    diegaste@yahoo.com

    Patriotlar Patladı!
    (“Mehmetçik ve Helga”)


    Helga


        Kimilerine göre, sözde, Suriye’den gelecek olan saldırıya (füzelere) karşı NATO üyesi Türkiye’nin korunması için Almanya, Hollanda ve Amarika’dan 6 Patriot füze bataryası getirildi.
        Bu bataryaları da -korunması ve kullanılması için- Almanya’dan yaklaşık 400, Hollanda’dan 360 ve Amerika’dan da yaklaşık 400 (iddialara göre) asker takip etti.
        Amerikalılar ve Hollandalılar Adana ve Gaziantep’te konuşlandırılırken, Almanlar da Kahramanmaraş’ta görevlendirildi.
        Hiçbir askeri sevkiyat Almanlarınki kadar ilgi çekmemişti. Daha Almanya’da, Türkiye’ye gelecek askeri konvoylar henüz yoldayken fotoğraflar çekilmeye başlanmıştı. Limana ulaşılmış ve askeri malzemeler yüklenmişti. Ve uzun bir yolculuktan sonra Alman askerleri ve malzemeler İskenderun limanına varmıştı.
        Ne olduysa oldu ve herşey “o zaman” başladı. İskenderun’un caddelerinde yürürken Alman askerlerin başına çuval geçirildi ve tartaklandı.
        Ardından gazetelerde “Mehmetçiğe Helga uyarısı” başlıklı haberler yer almaya başladı. Haberlere göre, “Mehmetçiklere”, başta 20 kadın asker olmak üzere Alman askerlerle ilişkilerinde dikkatli olunması gerektiği emredilen uyarıda, “Alman kadın askerlere yaklaşımınıza dikkat edin, misafirperver olun ama şakalaşıp fazla samimi olmayın” denildi.
        Yine aynı haberlere göre, Alman Büyükelçiliği, Alman askerlerine “Türk komutanların karşısında ayak ayak üstüne atmayın, Kahramanmaraş sokaklarında alkollü gezmeyin” denildi.
        Daha sonra Alman askerlerinin koşullardan rahatsız olduğu, Alman personeliyle Türk personeli arasında “ciddi bir gerilim olduğu”, “işbirliğinin genelde sorunlu olduğu”, “Alman askerlerine kasıtlı olarak kötü muamelede bulunulduğu”, “bir Alman kadın askerin bir Türk komutan tarafından darp edildiği” iddiaları duyulmaya başlandı. Ardından Federal Alman Meclisi silahlı kuvvetler raportörü Hellmut Königshaus’un raporu Alman basınında yer aldı.
        Alman basını tepki gösterdi. Ama yine de anlayışlı davranıldı! Nasıl olsa Türkler maço idi ve entegre olmuyorlardı. Kadının sözünü zaten hiç dinlemiyorlardı . Zaten hepsi “töre cinayeti” işleme eğilimli ve “ithal-gelin” getiriyorlardı. Sonra hepsi de “türbancı” ve “islamcı” değil miydi! Sadece “manavcılık” yapıp ''türbanlı kızlar” üretip sosyal hizmetlerden geçinmiyorlar mıydı!
        Belki Alman kadın asker bu önyargılarla şartlanmıştı. Belki bu generali bir “Alamancı”yla karıştımıştı ve “Alamancı”ya davrandığı gibi davranabileceğini düşünmüştü. Belki de Türkiye ile Almanya’yı bir an için karıştırmıştı.
        Kim bilir; belki de morali bozuktu!
        Belki de Türk general “ulusalcı”ydı ya da o da Almanlara karşı önyargılıydı. Belki de gerçekten maçoydu ve bir kadının inisiyatifi elinde bulundurmasını kabullenemiyordu.
        Belki de tesadüfen onun da morali bozuktu!
        Kim bilir!..........
        Die Welt gazetesine konuşan Almanya Dışişleri Bakanı Westerwelle ise, Alman askerlerine daha fazla saygı gösterilmesini isteyerek, "Dost olarak geldik, dost gibi de ağırlanmak istiyoruz" dedi.
        Ama olan oldu. “Mehmetçik” ile “Helga” algısı üzerinden entegrasyon hesapları görülmeye başlandı.