Die Gaste
İKİ AYLIK TÜRKÇE GAZETE
ISSN 2194-2668
DİL VE EĞİTİMİ DESTEKLEMEK İÇİN İNİSİYATİF
(Initiative zur Förderung von Sprache und Bildung e.V.)


  • ÖNCEKİ YAZI
  • SONRAKİ YAZI
  • 40. Sayı / Ocak-Mart 2016



    Die Gaste 40. Sayı / Ocak-Mart  2016

     
     

    Die Gaste

    İKİ AYLIK TÜRKÇE GAZETE

    ISSN: 2194-2668

    DİL VE EĞİTİMİ DESTEKLEMEK İÇİN
    İNİSİYATİF

    Yayın Sorumlusu (ViSdP):
    Engin Kunter


    diegaste@yahoo.com

    Bayerischer Rundfunk:
    Almanya ve İnsanları


    Mely KIYAK
    Zeit Online, 9 Aralık 2015





        ARD de sığınmacılara medya olarak ne sunumak gerektiğini düşünüyor. Ne de olsa bugünün Suriyeli konukları yarının televizyon vergi yükümlüleri olabilirler. Bir “online-dosya” da*, İngilizce ve Arapça olarak, ülkesinden kaçıp Almanya ya yeni gelmiş olanların güvenli bir yaşama güzel ve sorunsuz bir başlangıç yapabilmeleri için farklı kanalların yayıncılarının ihtiyaç olduğunu düşündükleri şeyler bir araya toplanmış durumda. Dosyada, “İlk Adım”da “zorunlu eğitim kulağa bir yükümlülük gibi geliyor. Fakat bu bir şans” gibi konuları genç biri tarafından videoyla açıklanıyor.
        Sığınmacılara çocuklarıyla birlikte neden kaçtıklarını sorulduğunda, çocuklarına daha iyi bir gelecek verebilmek için kaçtıklarını söylüyorlar. Sığınmacıların çoğu, çocuklarını okula gön- derebilemeyi bir lütuf olarak görüyor. Ne yazık ki, bu bütün eyaletlerde fazlaca mümkün olmuyor.
        Bir başka konu başlığı da Helpful İnformation (“Kullanışlı Bilgiler”). Bu başlık altında “süpermarkette fiyatı indirmek için pazarlık yapmayın” deniyor. Oysa doğuda da insanlar süpermarkette pazarlık yapmazlar. Pazarlık yapılabilen pazarlar da vardır. Belki de Almanlar için sığınmacıların geldikleri ülkelerdeki yaşam koşullarını, gelenek ve göreneklerini açıklayan dosyalar hazırlamak gerekir.
        Bayerischer Rundfunk’un “Sığınmacılar İçin Rehber”ine biz Almanları sığınmacılara açıklayan resimler ekli. Resimlere bakılınca, imaj düzeltmesi şüphesi uyanıyor. Resimlerde bizler son derece dostane, hoşgörülü ve barışçıl görünüyoruz.
              1. Resim: Erkek ve kadınlar (karşılıklı ve kendi aralarında) selamlaşmak ve vedalaşmak için birbirleriyle tokalaşırlar.
        Bir Suriyeli veya Afgan bu dosyayı okuduğunda her halde şaşkınlığa düşecektir. El sıkışarak mı? Gerçekten mi? Acaba nasıl oluyor bu “el sıkışma”? Elin dışı mı birbirine sürtülüyor? Yokasa avuç içi mi? How? Why?
        (Bana birinin en son ne zaman elini uzattığını bulamam için epeyce düşünmem gerekir.)
        2. Resim
    : Konuştuğunuz kişinin gözlerine bakınız.

        DB gişesinde bir kez deneyin. El sıkışıp, yüzünüze bakıldıktan sonra konuşmaya başlayın. Yabancılar dairesinde işe yarar mı? Yani asla.
        5. Resim
    : Konuşma sırasında anlamadığınız bir şey olursa, her zaman soru sorabilirsiniz. Bu nezaketsizlik olarak algılanmaz.

        (Ben halan benimle en son birinin ne zaman el sıkıştığını ve 1., 2., 3. ve 4. Panolardaki gibi güler yüzlü olduğunu anımsamaya çalışıyorum.)
        6. Resim
    : Nasıl giyinmiş olurlarsa olsunlar, kadınlara saygı göstermek gerekir. Bu erkekler için de geçerlidir.

        Federal Aile, Yaşlılar, Kadınlar ve Gençlik Bakanlığı, başka bir bağlamda aynı konu hakkında şunu belirtiyor: “Almanya da ki kadınların yaşam koşullarına, güvenliklerine ve sağlık durumlarına ilişkin 2004 yılında yapılmış örnekleme bir araştırmaya göre, araştırmaya katılan kadınların %58,2 kamusal alanda, işte, meslek eğitiminde ya da toplumsal çevrelerinde cinsel tacizle karşılaşmışlar.” Benzer bir sonuca 2014 Mart ayında Avrupa Temel Haklar Ajansı’nın yayınladığı, Avrupa’da kadınlara karşı şiddete ilişkin bir araştırma da varılıyor.”
        7. Resim
    : Almanya’da eşcinsellerin cinsel eğilimlerini göstermelerine izin verilir.

        İzin verildiği doğru. Peki kabul görüyor mu? Bir futbolcuya soru verin. Ayrıca el ele tutuşmalarına tamam, ama evlat edinmelerine hayır.
        8. Resim
    : Yaşlılardan da nazikçe ve sakin bir biçimde yardım isteyebilirsiniz.

        Evet. Ama pek tavsiye edilmez. En azından Almanya’nın her yerinde değil. Dresden’de pazartesi akşamları sinirli Saksonya’lı emekliler, tam da Pegida gösterisindeyken, en azından pek uygun kaçmaz. (Hay Allah, en son ne zaman el sıkışarak karşılandım?)
        9. Resim
    : Almanya’da anlaşmazlıklar şiddetle çözülemez.

        Arkasından, “bu sadece Almanya için geçerlidir” yazılmalıydı.
        10. Resim
    : … yoksa hapse girilir.

        Sığınmacıların kaldıkları yerleri ateşe veren aşırı sağcı vatandaşlar hariç.
        11. Resim
    : … ya da iltica talebi sürecinde dezavantaja yol açar.

        Evet, ama Almanya’da iltica başvurusunda bulunabilecek duruma gelene kadar, kavga belki de çoktan zaman aşımına uğramış olabilir.
        12. Resim
    : Anlaşmazlıklar ya konuşarak, ya da üçüncü şahısların (yaşlılar, yardımcılar, korumalar) yardımıyla çözülür.

        Elbette bu iyi olurdu. Fakat sığınmacılara karşı şiddet uygulayanlar maalesef yaşlıları, yardımcıları ya da korumaları da hedefliyor. Sığınmacılara yönelik şiddet istatistiğine bakınız.
        13. Resim
    : Çocukları ya da kendi çocuklarınızı dövemezsiniz.

        Ah keşke Alman ebeveynler buna uysalar! Geçtiğimiz yıl 104 çocuk şiddet yoluyla öldürüldü ve 4.204 çocuk da şiddete maruz kaldı. Çocuklara yönelik şiddetin çevreden fark edilmesi ve şikayet edilmesine bağlı olduğundan gerçek rakamlar çok daha yüksektir.
        14. Resim
    : Şiddete ya da haksızlığa uğrayanlar şikayette bulunabilirler.

        Sınır polisleri, askerler, kamp komutanı veya güvenlik servisi elemanları tarafından Yunanistan’da, Makedonya’da veya yol boyu her hangi başka bir yerde şiddete maruz kalan ve halen iltica statüsünde olan sığınmacılar için hangi polis yetkili? Yahut Berlin Sağlık ve Sosyal Dairesi’nin (LeGoSo) kuyruğunda şiddete uğrayanlar? Avukat tutma olanağı yoksa, devlet ona avukat bulacak mı?